-
1 nişan
nişan Zeichen n, Merkmal n; Kennzeichen n; Zielscheibe f; Ziel n; Verlobung f; Orden m, Auszeichnung f;nişan almak zielen, anlegen (auf A), schießen; einen Orden bekommen;nişan atmak schießen, feuern;nişan bırakmak eine Spur hinterlassen;nişan halkası (oder yüzüğü) Verlobungsring m;-i nişan koymak sich D merken A; kennzeichnen A;nişan takmak den Verlobungsring anstecken; den Orden anlegen;-e nişan vermek jemandem einen Orden verleihen; (-den) einen Vorgeschmack geben von D;nişan yapmak sich verloben -
2 gez
См. также в других словарях:
nişan almak — 1) bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek Tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi. A. Gündüz 2) kendisine nişan verilmek Doktor, Türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişan — is., Far. nişān 1) İşaret, iz, belirti, alamet 2) Nişanlanma sırasında yapılan tören Bizi nişana çağırdılar. 3) Evlenmek üzere birbirine söz verme, nişanlanma Nişanı bozmuşlar. 4) Kurşun, taş vb. ile vurulmak istenen hedef 5) Hedefi vurmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef almak — 1) (bir şeyi) nişan almak 2) (bir şeyi) ulaşılmak istenen amaca göre davranmak 3) (bir şeyi) bir kimseyi, bir yeri yıpratmak, eleştirmek amacıyla karşısına almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezlemek — i 1) Bir yeri ölçmek 2) Bir hedefi vurmak için silaha gerekli doğrultuyu vermek, nişan almak 3) Okun gezini kirişe yerleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözleği — is., hlk. 1) Gözetleme yeri 2) Dağların yüksek yerlerinde nişan almak için ağaç veya taştan yapılan belli yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
gez göz arpacık — tüfekle yapılan atışlarda daha iyi nişan almak için kullanılan bir ifade … Çağatay Osmanlı Sözlük
amaçlamak — nişanlamak, nişan almak, I, 299bkz: emeçlemek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
gez — 1. is. 1) Okun, kirişe geçen ucundaki kertik 2) Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef — is., Ar. hedef 1) Nişan alınacak yer, nişangâh 2) mec. Amaç, gaye, maksat Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar. T. Buğra 3) mec. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta Ordular! İlk hedefiniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şaka — is. Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife İmamın şakasına ben de şaka ile mukabele ettim. R. N. Güntekin Birleşik Sözler şaka maka şaka yollu soğuk şaka ağız şakası dil şakası … Çağatay Osmanlı Sözlük